• Kendi gezilerinden çektiği görselerle sunduğu tarih yazılarını biz büyük bir keyifle okuyoruz. Koç Üniversite’sinde Tarih, Arkeoloji ve Sanat Ta

  • Fikirle yatıp kalkan, Serdesin reklam ajansının baş fikir esnafı dostumuz Serhat Bayram’a hangi kelimeyi sorabilirdik!? Tabii ki “Fikir” NerdenGeliyo?

  • Evde yoklarsa nerdeler? Tabii ki seyahatteler! 3. geleneksel pazar sohbetlerimizde yine bir seyahatten bildiren sevgili gezgin dostumuz Deniz ErayR

  • “Büyüleyici bir Türk sanatı olan “ebru”nun hem deyim olarak hem de gerçekten kitabını yazmış, bu geleneği özen ve tutkuyla yaşatan, öğreten sayg

  • Sosyal medyada onu her gördüğümüzde bize “keşke öğrencisi olmak için tıp okusaydık” dedirten değerli Prof. Dr. Erbuğ Keskin’i, Nerde

Son Yazılar
İstek Kelime

Nereden geldiğini merak ettiğiniz ve sitemizde bulamadığınız kelimeleri bize sipariş ederseniz memnun oluruz.

 

    "Ulusal" kelimesinden daha Türk, daha milli bir kelime olabilir mi? Hele ki "ulusalcılık" akımını yani üstünkörü tanımıyla "sola meyletmiş laik milliyetçi ve Atatürkçü görüş"ü düşününce, "ulusal" özbeöz Türkçe olmalı diye düşünüyor insan. Halbuki "ulus" kelimesi Moğolca'dan gelmiş dilimize. Ama nasıl? Bu hikayede Orta Asya Türkleri "seviyorsan bırak gitsin,...

    Perşembe günü, Mart ayı gibi: İkisi de en güzel zamanların başlangıcının hemen öncesi. "Perşembe"nin nereden geldiği aslında "çarşamba"dan belli. Hatırlarsanız, "çarşamba"daki "çar", Farsça'da "dört" anlamına gelen "çehar"dan geliyordu, "şenbe" de "cumartesi"nin ta kendisi.* "Perşembe"nin içindeki "per" kelimesini ise, tavlacılar "penç"ten hatırlayabilirler. Farsça'da "beş" anlamındaki bu kelimeden hareketle,...

    "Kadın" NerdenGeliyo?.. Tabii ki kadından. Erkek de öyle, aslında herkes kadından geliyor! İnsan yavrusunu 9 ay 10 gün vücudunda taşıyan, sonra da dünyaya doğurup aylarca kendi vücudundan besleyen insan cinsine “kadın” diyoruz. Tüm kadınlar doğuracak diye bir kaide yok fakat doğurabilmek için kadın olma kaidesi, var. Sahi, Kadınlar...

    Gerçi bu aralar pek gelmiyor ama, hiç düşündünüz mü "döviz" nereden geliyor? Hadi "yabancı para"yı anladık, peki ya kartonlara yazılmış sloganlara, pankartlara niye "döviz" diyoruz? "Döviz" kelimesi, kaynağı olan Fransızca'da "devise" diye yazılıp bizdeki gibi okunuyor. Bu kelime Latince'de "bölme, ayırma" anlamındaki "dividere"den gelmiş. İlk "döviz"lerin ayırdığı...

    Birini dikizleyen birini dikizlemek çok eğlenceli değil mi? Hele ki o dikizlediğiniz kişi dikizlerken dikizlendiğini farkeder de göz göze gelirseniz, işte o an tadından yenmez. "Dikiz" in içindeki "dik" kökü, "saplamak, delmek" anlamına geliyor. Çizgisel bir nesneyi bir yüzeye "dik"tiğimizde, "diklik" sağlamış oluyoruz. Nasıl ki "dikiş"...

    Oh ne âlâ memleket! Her şeyin güzel ve bol olduğu, hiçbir sorunun olmadığı, ölüm sonrası sadece iyilerin gidebildiği yere "cennet" diyoruz biliyorsunuz. Tabii her dinin cenneti ayrı. Bir insan sadece kendi dininin cennetine girebilir, o da ancak yeterince iyi bir insansa veya cehennemde cezasını çekmişse mümkün....

    "Sabotaj" kelimesinin kaynağı içinde saklı desek, içinden hangi kelimeyi çekip çıkarırdınız: "Sabo"? "Bot"? "Ot"? Doğru cevap ilk akla gelen: "Sabo"! Fransızca'da "sabot" şeklinde yazılıp bizdeki gibi okunan kelime, yekpare tahtadan oyulmuş köy çarığını anlatmış. Fransızca "sabotage" da, köylülerin bu tahta çarıklarla kasten gürültü çıkararak, ortalığı birbirine katarak yürümelerini...

    Bol mürekkep yalamış, sıralarda dirsek çürütmüş "fakülte" kelimesi dışarıdan zor gibi dursa da, içinde kolaylık var. Latince'de "yapmak" anlamına gelen "facere" fiili, "yapması kolay, kolaylık" anlamındaki "facilitas"ı vermiş. Hani ticari üniversiteler reklamlarında her şeyden çok "fasilite"lerini yani "olanak"larını sergiliyorlar ya...

    "Yadırgamak" kelimesini hiç yadırgamıyorsunuz değil mi? Ne de olsa farkına varmadan kullana kullana alışmışız ona. Halbuki ne kadar garip bir kelime: "Yadırga" nasıl bir fiil köküdür yahu? Bu tuhaf fiilin içinde, Farsça kökenli "yabancı" kelimesinin Eski Türkçe karşılığı olan "yad" kelimesi var. "Eskiyi yad etmek"teki Farsça, "hatırlama" anlamındaki...

    Hadi gözümüz aydın, nihayet geldi! Kapıdan baktırsa da, kazma kürek yaktırsa da "mart" aydınlığıyla, azgın kedileriyle baharın habercisi. Geçen ay "Şubat NerdenGeliyo?" maddesinde bahsettiğimiz gibi, Antik Roma takviminde "mart" aslında yılın üçüncü değil, ilk ayımış. Ta ki "ocak" ve "şubat" ayları Jül Sezar'ın eseri "Jülyen Takvim"...

    İlkokulda yerel yönetimleri işlerken öğretilen "ihtiyar heyeti"ni hatırlıyor musunuz? Bu heyeti duyunca sizin de gözünüzün önüne bir muhtarlıkta toplaşmış tonton dedeler, neneler geliyor muydu? Meğer köy ve mahalleler yaşa hürmet esasıyla yönetilmiyormuş: "İhtiyar"ın içinde, geçtiğimiz ekim işlediğimiz Arapça "hayır" var.* Hani şu "hayırlı, iyi, tercih edilen" anlamında olup, Türkçe'ye...

    İki kişiyi birleştiren "çöpçatan"ı ikiye ayırdığımızda bakın içinden ne çıkıyor: "Çöp" Farsça'da "değnek, çalı" anlamına gelen "çub"dan gelmiş; polis değneği "cop"un kuzeni. "Çatmak" ise "birleştirmek" anlamına gelen; bize "çatal"ı, "çatık"ı vermiş Türkçe bir fiil. Kimler çöp çatar? Mesela kuşlar. Çöpleri çata çata kurarlar yuvalarını. Bu durumda "çöpçatan"...

    "Mobilya"nın sizce "mobil" ile bir alakası olabilir mi? Bizimki de soru mu, olmaması mümkün mü? Fransızca "mobilier" kelimesinden gelen "mobilya" ile kastedilen "gayrimenkul" olmayan şeyler yani "menkul eşya". Arapça "menkul" kelimesi "nakil"den geliyor, "eşya" da "şey"in çoğulu. Sadeleştirmeye gidersek Fransız "mobilya"sının Türkçesi "taşınabilir nesneler" oluyor.* Cep telefonuna...

    "Tevellüt kaç?" Bu görmüş geçirmiş soruya boş gözlerle cevap verirseniz demek ki sizin "tevellüt" taze. Cevaben yaşınızı söylerseniz, nispeten yaşlısınız ama yeterince değil. Eğer doğum yılınızla cevap veriyorsanız, sizdeki "tevellüt" sağlam demektir, saygılar bizden! "Doğum", "doğulan zaman" anlamına gelen Arapça "tevellüt"ün öyle pek bir olgun, acayip oturaklı durduğuna bakmayın...

    İngilizcesi "horsepower" yani "at gücü". Peki biz niye "beygir gücü" diyoruz hiç düşündünüz mü? Her "at" aslında "beygir" sayılmıyor. Dilimize Farsça'dan gelen "beygir" tek kelime gibi dursa da iki kelime: "Bey" kısmı Farsça'da "yük" anlamına gelen "ber"den geliyor. Geçen hafta işlediğimiz "girift"ten hatırlayabileceğiniz "gir" ise tutmak, taşımak anlamına geliyor....

    Merkür, Venüs, Dünya, Mars, Jüpiter, Satürn, Uranüs, Neptün, "Plü!.." diye kalakaldık Plüton gezegenlikten çıktı çıkalı. Zira bugün bir gezegen olmak kolay değil. Öncelikle kendinizi yuvarlayacak kadar büyük bir kütleye sahip olmalısınız. Sonra yıldızımız Güneş'teki patlamaların da sorumlusu olan "termonükleer füzyon"a sebep olmayacak kadar küçük olmanız lazım. Üstüne...