• Kendi gezilerinden çektiği görselerle sunduğu tarih yazılarını biz büyük bir keyifle okuyoruz. Koç Üniversite’sinde Tarih, Arkeoloji ve Sanat Ta

  • Fikirle yatıp kalkan, Serdesin reklam ajansının baş fikir esnafı dostumuz Serhat Bayram’a hangi kelimeyi sorabilirdik!? Tabii ki “Fikir” NerdenGeliyo?

  • Evde yoklarsa nerdeler? Tabii ki seyahatteler! 3. geleneksel pazar sohbetlerimizde yine bir seyahatten bildiren sevgili gezgin dostumuz Deniz ErayR

  • “Büyüleyici bir Türk sanatı olan “ebru”nun hem deyim olarak hem de gerçekten kitabını yazmış, bu geleneği özen ve tutkuyla yaşatan, öğreten sayg

  • Sosyal medyada onu her gördüğümüzde bize “keşke öğrencisi olmak için tıp okusaydık” dedirten değerli Prof. Dr. Erbuğ Keskin’i, Nerde

Son Yazılar
İstek Kelime

Nereden geldiğini merak ettiğiniz ve sitemizde bulamadığınız kelimeleri bize sipariş ederseniz memnun oluruz.

 

    Ötekileştirengiller familyasından "gavur" kelimesi, tipik olarak Batılıları hedef alır. Mesele "gavur"un yabancı olması değil, "müslüman olmaması"dır. Aslında "gavur" batıdan ziyade doğuyla ilgili: Farsça'daki "gebr" kelimesini "gavur" yapan atalarımız Osmanlılar, bu kelimeyi Arapça'daki "kafir" anlamında kullanmış ve hatta Frenk diline "giaour" olarak sokmayı bile başarmışlar. Halbuki Farsça "gebr", özünde dinsiz demek değil. Aksine, dünyanın ilk tek...

    "Hımbıl"dan daha üşengeç, daha bezgin bir kelime olabilir mi?Yansımadan, ses efektlerinden türemiş çoğu kelime gibi "hımbıl" da derdini çok iyi anlatıyor. "Hımm" sesinden türediği tahmin edilen ve içinde biraz tembellik, biraz da aptallık barındıran "hımbıl", Nişanyan'a göre "tombul"dan evrilmiş olabilir. "Tembel"den evrilmiş olması akla daha bir yatıyor...

    "Külliyen yalan" kalıbında bahsedilen külliye kimindir dersiniz? Tabii ki bu kalıpta "külliye"ye yapışık duran "n" harfi, iyelik eki "-n" değil ve aidiyet bildirmiyor. "Külliyen", "külliye"den külliyen farklı bir kelime fakat ikisinin de kökünde Arapça'da "tüm, bütün" anlamına gelen "kull" kelimesi var. "Külliyen" zarfının Türkçe karşılığı "bütünüyle". "Külliye" kelimesi ise, tipik...

    Bir şeyi zaman geçirmek, oyalanmak için yaptığımızda kullandığımız "spor olsun diye yapmak" tabiri aslında "spor" kelimesinin kökenini çaktırmadan ele veriyor. Fransızca'da "sport" şeklinde yazılıp "spoğ" gibi-gibi okunan kelime, önce Eski Fransızca'daki "desporter" fiilinden çıkıp İngilizce'ye girmiş, sonra "sports" olarak kısalıp tüm dünyaya yayılmış. [caption id="attachment_1155" align="aligncenter" width="314"] "Spor olsun"...

    "Şarlatan" kelimesi "şarlamak"tan geliyor desek, şarlatanlık yapmış olur muyuz? "Dolandırıcı" veya daha çocukça adıyla "kandırıkçı" anlamında kullandığımız "şarlatan" kelimesi, menşei Fransızca'da "charlatan" şeklinde yazılıp, bizdeki gibi okunuyor. Özellikle, insanların iyi niyetini suistimal eden sahte doktorlar, satıcılar için kullanılan Fransızca kelime, İtalyanca'da aynı anlamı taşıyan "ciarlatano"dan (tr. okunuşu: çarlataano) gelmiş. Bu...

    Faydalı besinlerimizden "maydanoz" her türlü yemeğe girmesiyle ünlüdür. Yemek yetmez, diş arasına da girer. Meşhur "her *oka maydanoz" deyimi de belki maydanozun bu girişken, zıpçıktı karakterinden geliyordur? "Maydanoz"un kendisi ise Balkanlar'dan geliyor; Makedonya'dan. Bize "maydanoz"u vermiş olan Arapça "maḳdanus" kelimesi, Yunanca'da "Makedon otu" anlamına gelen "makedonisi" kelimesinden...

    "Konsantrasyon" kelimesini cümle içinde kullanmak için biraz "konsantre" olmak gerekiyor. Aksi takdirde çoğumuz üşenip, onu kullanacağımız yerde daha kısa olan "konsantre" kelimesini tercih ediyoruz. "Konsantrem bozuldu" da geçerli bir kalıp pek tabii. Mesela buzdolabında tarihi 1 gün geçmiş meyve suyu konsantresi varsa, misafirimize "maalesef dün itibariyle konsantrem...

    "Saye” kelimesine hiç dikkat etmiş miydiniz? Her gün kullandığımız bu kelimeyi ilk bakışta tanımak zor çünkü onu hep sahibiyle kullanırız: “sayende", “sayemde", “sayenizde"… Hatta sonuncu örnek aynı zamanda 90’ların en güzel Türkçe Pop şarkılarından biridir, Ercan Saatçi sayesinde. [caption id="attachment_1132" align="aligncenter" width="402"] Sahi, 90'lar Türkçe popunun...

    Buralardan olmadığı her halinden belli olan "manipülasyon" kelimesinin telaffuzu ayrı, yazımı ayrı zor. Ama en zoru "manipülasyon"a maruz kalmak, "manipüle" edilmek. Yani kullanılmak, alet edilmek. Fransızca'dan aldığımız "manipülasyon" kelimesi, Latince'de "el" anlamına gelen "manus" ve "doldurmak" anlamındaki "plere" kelimelerinden doğmuş. Peki en kaba haliyle "el doldurmak" diye açıklayabileceğimiz bu kelime,...

    Bazı şeyler önceliklidir, gerisi ise "teferruat". Uğraşmak istemediğimiz ıncık cıncık işleri "teferruat" ilan eder, kendimizden uzaklaştırırız. Türkçe'de "ayrıntı, detay" anlamında kullandığımız ve içten içe bir "gereksizlik", "ikincillik" fikri barındıran "teferruat" kelimesinin kaynağı Arapça. Bu dildeki "far" (frˁ) kökü, dallanma, kollara ayrılmayı ifade ediyor. Haliyle "teferruat" da...

    "Ya bırak allasen bana demagoji yapma!" Bir tartışmada belden aşağı vuran, çamura yatan rakibe sonunda bu sözlerle isyan ederiz. Aslında "demagoji" sıradan vatandaşın değil, "demagog"un işi. Fransızca'dan alıp modifiye ettiğimiz "démagogie" kelimesi, Yunanca'da "halk" anlamındaki "demos" ve "liderlik etmek, sürmek, yürütmek" anlamlarındaki "agein"den oluşuyor. Anlayacağınız "demagog" bir nevi "halk çobanı",...

    İnsanoğlu, bugün "elektrik" diye bildiğimiz o esrarengiz gücü muhtemelen ilk kez suyun içinde tecrübe etmiş. Yaklaşık 5000 yıl önce "elektrikli yılan balığı"nın gazabına uğrayan Antik Mısırlılar, yazılarında ondan "Nil'in gök gürültücüsü", "balıkların koruyucusu" diye bahsetmişler. [caption id="attachment_1093" align="aligncenter" width="441"] "Elektrikli yılan balığı" isminin hakkını verirken (giphy.com)[/caption]   Doğada "elektrik" ile...

    "Eylül"ün nereden geldiğini öğrenince, insan "ekim"i daha iyi anlıyor. Zira hikayesi Mezopotamya'da başlayan "eylül", "hasat" anlamına geliyor (bkz: "Eylül" NerdenGeliyo?). "Ekim" ise tahmin edebileceğiniz gibi "ekmek" fiilinden türetilmiş. Türkçeleştirme çalışmalarıyla 1945'te takvimimize giren bu genç kelimenin, 4500 yıllık "eylül"ü takip etmesi aslında toprağın yaşam döngüsünü anlatır:...

    Kullananı 10 yönetmen gücünde gösteren "mizansen" kelimesi, Fransızca'dan toptan olarak aldığımız birleşik isimlerden. Orijinal dilinde "mise-en-scène" olarak yazılan bu tiyatro ve sinema teriminde "mise" kelimesi "koyma / koyulmuş", "scène" kelimesi "sahne", "en" kelimesi de "-e" hal eki anlamında kullanılıyor. Bu bağlamda "miz-an-sen" dediğimiz şey, "sahneye koyma"nın ta...

    Küçük, sevimli fırlamalar için kullandığımız sevgi sözcüğü "kerata" esasen pek sevimli bir sözcük değil. Yunanca'da "boynuz" anlamına gelen "keratos" kelimesinden türeyen "kerata", "boynuzlu" anlamına geliyor. Hayvan boynuzunun yanı sıra saç ve tırnaklarımızda da bulunan lifli protein yapısı "keratin"in "kerata"ya benzerliği de bu sebepten. Yunanca'da "şeytan", "karısı tarafından aldatılan"...

    "Mendebur" tuhaf bir hakaret sözcüğü değil mi? Ses olarak sanki böyle "obur" gibi ama değil gibi. Kötü bir anlamı olsa gerek, ama ne? Kimi kaynaklarda "sümsük, sünepe, pis, uğursuz" gibi açıklanan "mendebur", kökeni olan Arapça'daki "müflis min ad-dabur" (tr. müflis mendebur) deyiminde geçiyor. "Batı rüzgarıyla iflas eden"...

    Kimse "karambolde kalmak" istemez. Zira bu tuhaf kelimede kalan kişi ya gol yer, ya cüzdanını çaldırır ya da önemli bir şeyini olmayacak bir yer ve zamanda unutur. Karışık durumlarda mecazen kullandığımız "karambol" kelimesinin kendisi de karışık. Kırmızı bilardo topunun Fransızca'daki adı olan "carambole", aynı zamanda 3-top bilardoda bantsız bir oyun...