• Kendi gezilerinden çektiği görselerle sunduğu tarih yazılarını biz büyük bir keyifle okuyoruz. Koç Üniversite’sinde Tarih, Arkeoloji ve Sanat Ta

  • Fikirle yatıp kalkan, Serdesin reklam ajansının baş fikir esnafı dostumuz Serhat Bayram’a hangi kelimeyi sorabilirdik!? Tabii ki “Fikir” NerdenGeliyo?

  • Evde yoklarsa nerdeler? Tabii ki seyahatteler! 3. geleneksel pazar sohbetlerimizde yine bir seyahatten bildiren sevgili gezgin dostumuz Deniz ErayR

  • “Büyüleyici bir Türk sanatı olan “ebru”nun hem deyim olarak hem de gerçekten kitabını yazmış, bu geleneği özen ve tutkuyla yaşatan, öğreten sayg

  • Sosyal medyada onu her gördüğümüzde bize “keşke öğrencisi olmak için tıp okusaydık” dedirten değerli Prof. Dr. Erbuğ Keskin’i, Nerde

Son Yazılar
İstek Kelime

Nereden geldiğini merak ettiğiniz ve sitemizde bulamadığınız kelimeleri bize sipariş ederseniz memnun oluruz.

 

    Aslında "revizyon"un nereden geldiği değil, gelip gelmediği önemlidir. Hele ki cuma cuma dükkanı kapatırken geleni, hiç gelmesindir! Genellikle ekmeğini ısmarlama üretimden çıkaranlara, yaratıcı sektör emekçilerine, tasarımcılara gelen "revizyon"un menşei Fransa. "Tekrar" anlamındaki "re-" ön eki ve "görüş, görme" anlamındaki "vision" (bkz: "Televizyon" NerdenGeliyo?) kelimelerinin birleşimi olan "révision"...

    Yaza veda, kışa hazırlıktır "eylül". Doğanın, yaz güneşinin bereketiyle büyüttüğü nimetlerini bizlerle paylaşma vaktidir. Rumi takvimin yedinci, dinî İbrani takviminin altıncı ayına tekabül eden "eylül"e Araplar "aylül", Yahudiler ise "elul" demiş. Her ikisi de Sami dillerinin en eskisi, 4500 yıllık Akatça'daki "elūlu" kelimesinden geliyor; yani "hasat"tan. Babil takviminde de "ulūlu" olarak yer alan...

    İmkansız planları ajandamızda "çıkmaz ayın son çarşambası"na yazar, işler üst üste geldiğinde "dokuz ayın çarşambası bir araya geldi" deriz. Var bir alıp veremediğimiz bu günle. Halbuki "çarşamba" çalışma haftasının ortası, hafta sonunun ilk habercisidir. Bizim için üçüncü gün olan  "çarşamba", aslında Farsça'da "dördüncü" anlamındaki "çıhar" ve "cumartesi" anlamındaki "şenbe" kelimelerinin birleşimi....

    13 Eylül 1683. Avrupa'nın kapısını 2. Viyana Kuşatması'yla yeniden aşındıran Osmanlı Ordusu sonunda pes ediyor. Kendilerine Türkler'in yenilmez olmadığını kanıtlayan Avrupalılar için bayram vakti, hilal niyetine kruvasan* yiyorlar. Aldıkları gazla, Osmanlı'yı Gerileme Dönemi'ne doğru püskürtüyorlar. Tam 238 sene sonra, yine bir 13 Eylül'de, bu geri çekilme Sakarya Meydan Muharebesi'nde durdurulana dek. 1921'deki bu...

    Aktif maddesi 0 mg olan kandırıkçı ilaç "plasebo", beyaz yalanların en tıbbisidir! Farmakolojik etkisi olmayan bir maddeyi "ilaç" sanarak alan hastanın, telkin yoluyla iyileşmesine "plasebo etkisi" diyoruz. Yeter ki hasta memnun olsun! Zira "placebo" kelimesi Latince'de "memnun, mutlu etmek", "gönlünü hoş tutmak" anlamına gelen "placere" (İng. "to please") fiilinden geliyor...

    Tuhaf kelimelerimizden "benmari"yi çikolata eritenler bilir. Büyükçe bir kap alınır, içine su koyulur ve ısıtılır. Daha küçük bir kaba koyulan çikolata, su dolu büyük kabın içine yerleştirilir. Isıya dolaylı yoldan maruz kalan çikolata yanmadan, yavaş yavaş erir ve sıcak suyun etkisiyle, katılaşmadan uzun süre bekleyebilir. Bir şeyi yakmadan yavaş...

    "Kayseri" kelimesi böyle çok içimizden, Orta Anadolu'nun bağrından kopup gelmiş gibi, değil mi? "Kayseri" değil hatta, "Gayseri": böyle damak yerine yutağın ordan "gnıay" diye çıkacak kadar içimizden bir kelime! Gelin görün ki "Kayseri" aslında çok uzaklardan, ta Roma'dan, "Sezar"dan gelmiş. Aslen Roma hükümdarlarının kullandığı bir lakap olan ve...

    Erkeğe şıklık, resmiyet ve bazen hararet; kadına ise sıra dışılık ve tarz katan "kravat"ın kaynağına "Kravatistan" desek, yeterli ipucu olur mu? 1618 - 1648 yılları arasında Orta Avrupa'yı yakıp yıkan Otuz Yıl Savaşları sırasında Fransa Kralı XIII. Louis, ordusu için paralı bir hafif süvari birliği kurmuştu. Hırvatlar'dan oluşan bu birliğin askerleri, boyunlarındaki beyaz eşarpla ayrışıyorlardı. Rivayete...

    "Janjan" kadar "janjanlı" bir kelime var mı? Şöyle "janjanlı" bir gömleğe, eteğe hangi göz karşı koyabilir? Türkçe karşılığı "yanardöner" olan bu tuhaf kelimeyi Fransa'dan ithal etmiş ve bayağı "janjanlı" bir hale sokmuşuz! Zira kaynak kelimenin okunuşu "şanjan", yazılışıysa "changeant". Fransızca'da "değişmek" anlamındaki "changer" fiilinin sıfat hali olan "changeant",...

    Kolomb'un Amerika gezisinin hemen sonrasında, 1494'te Fransızlar Napoli'yi işgal etmişti. İki yıla yayılan işgal sırasında bölgede belalı, ürkütücü bir cilt hastalığı baş göstermişti. [caption id="attachment_689" align="alignleft" width="223"] Albrecht Dürer'e ait olduğu düşünülen 1496 tarihli bir resim. Frengili hasta ve tepesinde (hastalığın bahanesi olabilecek) astrolojik semboller.[/caption] İtalyanlar, Almanlar ve Polonyalılar ona "Fransız Hastalığı"...

    Efsaneye göre, Antik Yunan tanrılarının tanrısı Zeus'un oğlu Herkül, 12 görevini tamamladıktan sonra babasının şerefine bir "atletik oyunlar festivali" düzenlemeye karar verir. 200 adım atarak belirlediği oyun ve koşu alanı "stadyum" adını alır (Antik Yunanca'da "stadion" kelimesi hem koşu yarışının adı, hem de koşu alanının...

    Bu kelime sizin zihninizde de artık Serdar Ortaç'ın sesiyle çınlıyor mu? Böyle, burun kemiğinin arkasından tınlayan, gevrek bir "GIĞIYYbethhı" duyuyor musunuz? [caption id="attachment_701" align="aligncenter" width="314"] Şarkısıyla "gıybet" kelimesinin popülerleşmesine katkı sağlayan pop şarkıcısı Serdar Ortaç.[/caption] İşte böyle bir şey gıybet. "Kayıp" birinin, yani o an mekanda olmayan birinin...

    Spor müsabakalarında ikinci karşılaşmadır bizim için "rövanş". Milli takım kaybettiğinde bel bağladığımızdır, son bir şanstır, ümittir. Halbuki "rövanş" esasen pek de sportmen bir kavram değil. Fransızca versiyonunu aldığımız kelime (fr. la revanche), "intikam" anlamını taşıyor. "Revenge" dersek, İngilizceciler anımsayacaktır. "Rövanş" ve "revenge", Latince'de "tekrardan" anlamındaki "re" ön eki ve "hak, güç iddia...

    M.Ö. 490 yılındayız. Pers Kralı I. Darius, bizim İzmir civarındaki İyonya halkının isyanına yardım etmiş Atinalılar'a karşı acayip dolmuş durumda. Bu kendini bilmez Yunanlılara kesin olarak boyun eğdirmek için, ordularını Atina yakınlarındaki Maraton'a gönderiyor. Atinalılar, Persler'den sayıca azlar. Sparta'nın güneş yağlı ve karın kaslı meşhur yiğitlerinden yardım istiyorlar...

    Bir teknoloji silinirken, beraberinde bir kelimeyi de gömüyor. Yerini yavaştan kombi adlı başka bir yabancıya bırakan emektar  "şofben"i bu vesileyle şimdiden analım istedik. "Şofben"in kökenini anlatmak için ipucu olarak "şoför" desek, müdavim okurlarımız ilişkiyi kurabilir. ;) Zira kelimenin "şof" kısmı, Fransızca'da "ısıtmak" anlamına gelen "chauffer" fiili. "-ben" ise "bain"den...

    Yeni yüzyılda dünyanın her köşesinde acı acı yankılanan, son derece vahim bir kelime "terör". Ve tıpkı "demokrasi" gibi onu da olduk olmadık yerde kullanıp; anlamından, şiddetinden yiyoruz. Fransızca'dan ithal ettiğimiz "terör", özünde "aşırı şiddetli korku" anlamına geliyor. Öyle şiddetli ki, insanı zangır zangır titretecek cinsten. Zira "terör"ün kökeninde Latince'de "titremek"...

    İngilizce'den, Fransızca'dan ithal kelimelere alışığız ama İngilizce'deki "brother" ile bizdeki "birader"in benzerliği şaşırtıcı değil mi? Zira "ağabey" anlamında kullandığımız "birader" kulağa hiç de Batı kökenli bir kelime gibi gelmiyor. Hatta halk dilinde "bilaaader" diye ağzımızı yaya yaya söylediğimiz bu kelimeyi, Frenk bizden almış olmasın? İşin aslı, "ağabey" anlamında kullandığımız "birader"...

    "Harem" deyince insanın aklına, böyle birbirinden güzel kadınların sere serpe uzandıkları, kimisinin ut çaldığı, kimisinin üzüm falan yediği; kısaca erkek fantezisi bir ortam gelmiyor mu? Gelmemeli. Yasak! Zira "harem", Arapça'da "yasak" anlamına gelen "haram"dan türemiş. Sultan değilseniz içine girmeyin, girmeyi bile düşünmeyin diye. "Haram"ı dilimizde daha çok "din dışı",...