• Kendi gezilerinden çektiği görselerle sunduğu tarih yazılarını biz büyük bir keyifle okuyoruz. Koç Üniversite’sinde Tarih, Arkeoloji ve Sanat Ta

  • Fikirle yatıp kalkan, Serdesin reklam ajansının baş fikir esnafı dostumuz Serhat Bayram’a hangi kelimeyi sorabilirdik!? Tabii ki “Fikir” NerdenGeliyo?

  • Evde yoklarsa nerdeler? Tabii ki seyahatteler! 3. geleneksel pazar sohbetlerimizde yine bir seyahatten bildiren sevgili gezgin dostumuz Deniz ErayR

  • “Büyüleyici bir Türk sanatı olan “ebru”nun hem deyim olarak hem de gerçekten kitabını yazmış, bu geleneği özen ve tutkuyla yaşatan, öğreten sayg

  • Sosyal medyada onu her gördüğümüzde bize “keşke öğrencisi olmak için tıp okusaydık” dedirten değerli Prof. Dr. Erbuğ Keskin’i, Nerde

Son Yazılar
İstek Kelime

Nereden geldiğini merak ettiğiniz ve sitemizde bulamadığınız kelimeleri bize sipariş ederseniz memnun oluruz.

 

    "Kehribar"ın adı fiziksel bir fenomenden geliyor desek? Sertleşmiş reçineden meydana gelen kehribar, sürtünmeye maruz kaldığında statik elektrik yüklenerek etrafındaki çer çöpü çekebilen bir madde. Adı da aynı şeyi anlatmış: Farsçada "kah" kelimesi "saman", "rubudan" ise "çalmak" anlamına geliyor. "Kah+ruba", yani "kehribar" da bu durumda "saman kapan", "saman...

    Dünyanın en düzeltilen hatalarından biridir "ince bir nüans farkı". Birisi böyle dediğinde, bir başkasının çıkagelip "nüans farkı" denmemesi gerektiğini, "nüans"ın zaten "ince fark" anlamına geldiğini söylemesi adettendir. Peki nedir hakikaten "nüans"? Fransızcadan gelen bu kelimenin içinde "bulut" anlamına gelen "nue" kelimesi var. "Nuance" yani bizdeki okunuşuyla...

    Salataya tuz koyuyor musunuz? İşin sağlık kısmını bilemeyiz ama tuz koymuyorsanız salata olmuyor o. Zira İtalyancada "sale" kelimesi "tuz", "salata" da "tuzlanmış" anlamına geliyor. Daha önce işlediğimiz "salamura" kelimesinin de kökünde tuz var.* Peki salatanın içinde o kadar sebze varken, neden özellikle hıyara "salatalık" diyoruz? Bir...

    Bugün burası metruk kaldı bu saate kadar. "Metruk"un içindeki kelimeyi çıkarabildiniz mi? Tıpkı onun gibi, Arapça "taraka" fiilinden gelen "terk". "Taraka" bırakıp gitmeyi anlatıyor. "Metruk" da "terk edilmiş" demek. Aynı kökten gelen bir diğer kelime de, tarih kitaplarından hatırlayabileceğiniz "mütareke". Onda da terk edilen şey kavga...

    Evde yoklarsa nerdeler? Tabii ki seyahatteler! 3. geleneksel pazar sohbetlerimizde yine bir seyahatten bildiren sevgili gezgin dostumuz Deniz Eray'ı, bize dünyayı gezdiren @evdeyoklar'ı ağırlamaktan çok mutluyuz. Sevgili Evde Yoklar, "seyahat" NerdenGeliyo? E.Y.: Seyahat Arapça "syh" kökünden gelen "siyaha" yani "gezi" sözcüğünden gelmiş. Türkçe'de daha çok geniş...

    "Teşekkür"ün içinde "şükür" var. O da Arapçada "minnet duydu, şükretti" anlamındaki "şakara" fiilinden gelmiş. Birine duyduğumuz minneti, bir iyilik karşısındaki hoşnutluğumuzu ifade etmek için "teşekkür" ettiğimizde "şükran"larımızı iletmiş. "müteşekkir" olmuş oluyoruz. Biz de, yaklaşık bir yıldır yayın yapan NerdenGeliyo? ekibi olarak bugün Instagram'da ulaştığımız 10.000 takipçi...

    Cinsel cazibe, çekilicik anlamındaki "seksapel"in içindeki kelimeyi fark ettiniz değil mi? En azından ilkini. "Seksapel"in hikayesi ilginç çünkü kelimeyi İngilizce'den almışız ama sanki Fransızcaymış gibi telaffuz ediyoruz. Orijinal hali "sex-appeal" şeklinde alsaydık, kelimeyi "seksapiıl" diye okuyacaktık. "Seks" kelimesi Latince'de "kesmek", "ikiye bölmek" anlamındaki "secare" fiilinden geliyor...

    "Sittin"in nereden geldiğini söylemesek, sittin sene tahmin edemezsiniz! İnsanın duyunca "tövbe estağfurullah" diyesini getirten "sittin"de biraz agresif bir hava yok mu? Genelde olumsuz, sıkıntılı cümlelerde kullanılıyor zaten; mesela biz hiç "seni sittin sene seveceğim aşkım" diyeni duymadık? Peki nedir bu "sittin"? Sanki "sonsuz", "bitmeyen" gibi duyulan...

    "Sütyen" aslında yer çekimine başkaldırıyı anlatan bir kelime. Fransızcadan aldığımız bu kelimenin orijinali "soutien-gorge" (tr. okunuşu: "sutyen gorj"). Aslında "boğaz" anlamına gelen "gorge" eski dilde "meme" kelimesini de karşılamış; bizdeki "göğüs" gibi daha mesafeli bir ifade olduğu için olsa gerek. Bizim "sütyen" diye okuduğumuz "soutien" kelimesi ise...

    "Kifayet"in nereden geldiğini açıklamaya kifayetimiz yeter mi acaba? "Yeter mi" derken, ""kafi gelir mi" demek istiyoruz. Zira "kafi" ve "kifayet" kelimeleri aynı kökten, Arapça'da "yetti" anlamına gelen "kafa" fiilinden geliyor. "Bedel", "karşılık", "ödül" fikirlerini veren "mükafat" da onlarla kardeş. Bu durumda "kifayetsiz" dediğimizde "yetersiz", "kifayeti yetmek" dediğimizde...

    "Büyüleyici bir Türk sanatı olan “ebru”nun hem deyim olarak hem de gerçekten kitabını yazmış, bu geleneği özen ve tutkuyla yaşatan, öğreten saygıdeğer ustamız Alparslan Babaoğlu’nu, uzmanı olduğu kelime için ağırlamaktan kıvanç duyuyoruz: Üstat, “Ebru” NerdenGeliyo? A.B.: ”Ebru” kelimesi dilimizde, kıvamı artırılmış bir sıvı üzerine fırça ile...

    "Langırt"! Acayip eğlenceli, kapışmalı bir oyun ve acayip bir kelime. Kaynağı da aslında söz konusu oyun aletinin çıkardığı seslerden ibaret. Eski Türkçede "alakırmak" kelimesi bağırmayı, haykırmayı anlatmış. Sonra bu kelime başındaki "a" seslisini kaybederek "lakırma", "lakırtı" halini almış. Anadolu ağızlarında "langırdak" sıfatı gür sesli gevezeleri, "langırtı" da...

    "Afet" Arapça bir kelime. Bu dilde felaket bela ve salgın hastalıkları anlatmış. TDK'ye sorsak, doğanın sebep olduğu yıkım demek "afet". Bu durumda "doğal afet", "yapay plastik" gibi totolojik bir önerme oluyor; sadece "afet" deyip geçebiliriz? "Afetzede"nin ikinci kısmı "-zede" ise Farsça'da "vuran, vurulan" anlamına geliyor, "zedelenmek"...

    "Tutuklu" deyince aklınıza parmaklıkların ardında ya da elleri kelepçeli biri gelmiyor mu? Ateş olmayan yerden duman çıkmaz, herhalde bir suç işlemiştir değil mi? Aslında değil. Yeni Türkçe "tutuklu" kelimesinin kökünde "tutmak" fiili var. Birini tuttuğunuzda "tutuk" hale geliyor, hareket edemiyor, özgürlüğü kısıtlanıyor. Fakat bu durum o kişinin...

    "Kıytırık" Türkiye Türkçesinde, muhtemelen 60'larda ortaya çıkmış, kıytırık bir kelime ama seviyoruz kendisini. İçindeki kökü farketmişsinizdir: Türkçe "kıy" kökü. Kıyıla kıyıla miniminnacık kalmış, basit, değersiz, "dandirik" şeyler için kullanırız "kıytırık" lafını. Cümle içinde kullanalım da tam olsun: "Bugünkü hakikaten de, NerdenGeliyo'nun gelmiş geçmiş en kıytırık...

    "Kıytırık" Türkiye Türkçesinde, muhtemelen 60'larda ortaya çıkmış, kıytırık bir kelime ama seviyoruz kendisini.   İçindeki kökü farketmişsinizdir: Türkçe "kıy" kökü. Kıyıla kıyıla miniminnacık kalmış, basit, değersiz, "dandirik" şeyler için kullanırız "kıytırık" lafını. Cümle içinde kullanalım da tam olsun: "Bugünkü hakikaten de, NerdenGeliyo'nun gelmiş geçmiş en kıytırık maddesiydi." 🔪😉...

    "Sansür"ün nereden geldiğine Wikipedia'dan bakalım dedik ama sansürlendiği için beceremedik. Yerinde yaşayarak öğrendiğimiz "sansür", insanlık tarihinde yöneten ve yönetilenler ne kadar eskiyse, o kadar eski olsa gerek. İlk olmasa da en meşhur erken sansür vakası, Sokrates'in M.Ö. 399'da dönemin muktedirleri tarafından baldıran zehri içirilerek öldürülmesi. Antik...

    Niyetimiz bugünün maddesini katakulliye getirip sıvışmak. Hile, fesat, "oldu bittiye getirme" gibi anlamları olan "katakulli" kelimesinin tipine bakınca insan İtalyanca'yı, Yunanca'yı düşünüyor fakat kelimenin hikayesi ayrı katakulli. Rivayet odur ki, "katakulli" Fransızca bir deyim olan "fait accompli"den türemiş. "Fait" bu dilde "olay" "durum"; "accompli" de "başarılmış",...

    Sosyal medyada onu her gördüğümüzde bize "keşke öğrencisi olmak için tıp okusaydık" dedirten değerli Prof. Dr. Erbuğ Keskin'i, NerdenGeliyo'nun yeni yaşında "günün kelimesinin uzmanı" ilk konuğumuz olarak ağırlamaktan onur duyuyoruz! Hocam, "Hekim" NerdenGeliyo? E.K.: "Doktor amcaya söyliim de sana iğne yapsın”..  Nesillerdir çocuklarımız korkutmak için kullandığımız bu kelime...

    Hiç sevmediğimiz, hiç karşılaşmamayı umduğumuz bir kelime "deprem". Arapça'da yer sarsıntısını anlatan bir yansıma kelimesi olan "zelzele"ye alternatif olarak çıkmış, Yeni Türkçe bir kelime. "Deprem"in kökünde "vurmak", "ayağıyla vurmak" anlamındaki "tep-" fiili var. Hani "tepmek", "tepik", "tepki", "tepinme"nin de kaynağı olan kelime. "Hareket etme", "kımıldama"yı anlatan...