“Saniye” NerdenGeliyo?
“Saniye” belki de doğamıza en yakın, kendi kendimize en kolay sayabileceğimiz zaman birimi. Ortalama bir süratte “bin bir, bin iki, bin üç…” diye saydığımızda, 1 dakikada eşit aralıklarla 60 kez tekrar eden saniyenin ritmini küçük bir hata payıyla tutturabiliriz. Saniyeleri saymaksızın “dakika” veya “saat” saymayı da deneyebilirsiniz. Şimdiden iyi şanslar!
Aslında her bir “saniye“, bir önceki saniyenin saniyesi sayılır. Zira Arapça‘dan ithal “saniye” kelimesinin kökünde “ikiye katladı, çift koştu” anlamındaki “sana” fiili var. Kasım ayının eski ismi “Teşrin-i sani“de geçen “sani” kelimesi de “ikinci, sonraki” anlamına geliyor.
“Saniye“nin İngilizcesi “second” (tr. okunuşu: “sekınd“) kelimesini düşündüğümüzde, işler daha da güzelleşiyor: Farklı dil ailelerinin (Hint-Avrupa vs. Sami) mensubu bu iki dilde, birbirinden tamamen farklı iki kelimenin her biri, hem dakikanın altmışta birini hem de “ikinci, sıradaki” kavramlarını karşılıyor.
İngiliz saniyesi “second“ın kökünde Latince‘de “takip eden, sıradaki, ast” anlamlarındaki “secundus” kelimesi var. Bu kelime “takip etmek” anlamındaki “sequi” fiilinden geliyor (bkz: İngilizce’de devam filmlerinde vs. sıkça duyduğumuz “sequel”).
Bizim “saniye“ye dönecek olursak; onun gibi “katlama, ikileme” kavramından doğan kelimeler arasında, 365 günde bir devreden “sene“yi; ikili mısralar, beyitler halinde yazılan “mesnevi“yi ve aynı anda gerçekleşen iki şeyi anlatan “esna” kelimesini sayabiliriz.
Her saniyesini dolu dolu yaşayacağınız güzel bir hafta diliyoruz. Toplamda 604,800 saniye eder, hiç fena değil?! 🤓✌🏼