“Pavyon” NerdenGeliyo?”

Sokak seviyesinden aşağı doğru inen tekinsiz bir merdiven. Kırmızı bir koridor. Girişte pos bıyıklı bir izbandut. İçeride bomboş masalar, kenarda sigara körükleyen iki zavallı konsomatris. Tezgahın ardından sinsi sinsi bakan barmen ve sahnede şarkının canına okumakta olan delikanlı bir abla. “Pavyon” deyince bizim gözümüzde az çok böyle bir korku filmi canlanıyor.

Halbuki kelimenin kökeni öyle naif ki… “Kelebek” yahu bildiğiniz. Latincesi “papilio”. Fransızca “pavillion” kelimesi de şekli kelebeği andıran büyük çadırları, tenteleri anlatmış. Aynı zamanda büyük binaların yanına yerleştirilen küçük, müştemilat tarzı yapıları.

Rivayet odur ki, 1945’te Taksim Gazinosu’nun yanına böyle bir müştemilat yapılmış ve adına “paviyon” denmiş. Bu “paviyon”dan hareketle sadece Türkçeye özgü olmak üzere, küçük gece kulüplerine “pavyon” demeye başlamışız. Güzelim minik kelebeği batağa sürüklemişiz yani… 😳🦋⛺️🎤🚬