“Mavi” NerdenGeliyo?
Çevremizi saran doğanın rengi yeşil ise, yeryüzününki de mavi. Ne de olsa gezegenimizin büyük kısmı sularla kaplı, su da mavi…
En azından kelime bize öyle diyor. Zira “mavi“nin içinde Arapça‘da “su” anlamına gelen “ma” var. “Ma’i” ise “su gibi” şeyleri, “su rengi“ni ifade etmiş. Tabii burada “su” derken “deniz“, “okyanus” gibi iddialı suları kastediyoruz.
Güneşin gönderdiği kırmızı, turuncu ve sarı ışıkları büyük oranda emen bu büyük su birikintileri, en çok mavi ışınları geri yansıttıkları için gözümüze bu renkte gözüküyorlar. Tıpkı gökyüzü gibi. Tevekkeli değil, “mavi“nin bir diğer adı da Eski Türkçe “kök” yani “gök” kelimesi.
Gökler ve suların rengi olduğundan mıdır bilinmez, “mavi” rengi sonsuzlukla, hayal gücüyle, uzaklarla bağdaştırılmış. Eski Mısırlılar onu tanrıların rengi addetmiş. Bugün hala pek çok Akdeniz ülkesinde kötü bakışları defettiğine inanılan “tanrının gözü” nazar boncuğunun mavi olması da bu eski inanıştan geliyor.
“Kök Tengri“ye inanan eski Türkler için de mavi kutsal sayılmış: “Göktürk” devletinin adına, pek çok Türk devletinin bayrağına yansıyan mavi, “Türk taşı” anlamına gelen “turkuaz“da vücut bulmuş.
Cayır cayır yanan, saldırgan kırmızının aksine soğuk ve sakin bir renk olan mavi ayrıca yeri gelmiş huzurun, yeri gelmiş hüznün rengi olmuş. “Mavi“nin İngilizcesi “blue“dan türeyen “blues” müziğinin acıklı tınıları boşuna değil.
Amerikalıların “blues“u varsa, bizde de arabesk var. Ne de olsa “mavi mavi masmavi, gözleri boncuk mavi“… 😉 🌊