“Savaş” NerdenGeliyo?
Sözün bittiği yer… Savaşı böyle ifade ediyor olmamız aslında bir ironi (bkz: #ironi_ng). Zira Eski Türkçe “savaş”ın kökünde “sav” var. Yani “söz”, “iddia”, “tez”. “Savaşmak” da özünde karşılıklı söz söylemeyi, laf dalaşına girmeyi anlatmış.
Neden “sav-ış-mak” değil de “sav-aş-mak” denmiş? Çünkü “dalaşmak”, “uğraşmak”, “sataşmak” gibi “-aş” ekiyle kurulan çoğu fiilde bir karmaşa, bir mücadele fikri var.
Anlayacağınız bugün “savaş” dediğimiz şey, esasen tam da “sav”aşmayı, tartışmayı becerememizin sonucu: Savlar yetersiz kalınca, silahlar çıkmış ortaya.
Bundan birkaç ay önce işleyip, ardındaki kavramın güzelliğini keşfettiğimiz “barış”ın hüküm sürdüğü bir dünya dileklerimizle. (bkz: #barış_ng). 🗯⚔️🕊
*Görsel: ABD başkanlık adayları Jimmy Carter ve Gerald Ford savaşırlarken (1976).