"Salamura" NerdenGeliyo?

“Salamura” NerdenGeliyo?

Asma yaprağı, sebze, meyve, et , balık ve hatta süt*…  Normalde en fazla birkaç gün dayanacak besinleri aylarca, kimi zaman yıllarca korumamızı sağlayan kadim fermantasyon yöntemi “salamura“, dünkü çocuk “buzdolabı“nı pek çok açıdan cebinden çıkarır: Kolay taşınabiliği, enerjiye bağımlı olmaması, saklama süresi ve turşu meraklıları için sunduğu lezzetler.

Bazıları tuz sever. (görsel: giphy.com)

Bazıları tuz sever. (görsel: giphy.com)

Dilimize ilk defa Evliya Çelebi‘nin yazılarıyla kaydedildiği düşünülen “salamura” kelimesinin, İstanbul’a Venedikli tüccarlar vasıtasıyla “salamora” şeklinde girmiş olması muhtemel. İtalyanca‘da “salamoria” şeklinde yazılıp okunan kelime, Latince‘de “tuz” anlamına gelen “sal” ve “tuzlu su, turşu suyu” anlamındaki “muria” kelimelerinden oluşmuş. Anlayacağınız, çifte tuzlu bir kelime “salamura“.

Üstelik mutfakta tuz bakımından yalnız da sayılmaz: tuzlanmış sebzeler için kullandığımız “salata“, tuzlu soslar için kullandığımız “salça” ve tuzlanmış et için kullandığımız “salam“… Hepsi “salamura” ile dil ve damak kardeşi 😉


* Beyaz peynir, hellim gibi süt ürünleri