“Zeka” NerdenGeliyo?
“Fazla zeka başa bela” diye bir laf var. Sizce bu bir aptal avuntusu mu? Belki de değildir.
“Zeka” sahibi insanlara “zeki” deriz. Birisi için “aşırı zeki” dendiğinde, kabul edelim ki biraz çekiniriz. Bir arıza çıkabilir yani o aşırılıktan. Ama “aşırı akıllı” olmakta sorun yoktur. Muhatabımızın akıllı olmasını ister, olmayana “hişşş olm bak akıllı ol!” bile deriz. Ama asla “hişşş olm bak zeki ol!” demeyiz, diyemeyiz.
Bu fark galiba “zeka” ve “akıl” kelimelerinin kökeninden kaynaklanıyor. Arapça‘dan ithal ettiğimiz “zeka“, bu dilde “keskinlik, keskin koku, ateş gibi harlanma” anlamına geliyor. Türkçe‘ye giren “kavrama yeteneği” anlamı da bu keskinlikten, ateşin parıltısından doğan bir mecaz: “Keskin zeka“, “zeka parıltısı” tabirlerimiz boşuna değil.
Atalarımızın keşfettiği ateş ve onun sayesinde geliştirdikleri kesici aletler bugün bizim için “ilkel” araçlar sayılsa da, insanı hayvanlardan ayıran büyük buluşlar. Onlarla avlanmış, beslenmiş, ısınmış, korunmuş ve dünyayı onlar sayesinde ele geçirmişiz. Yine onlar sayesinde öldürmüş, yakıp yıkmışız.
Neyse ki “zeka“nın yıkıcılığından korunmak için “akıl” diye bir kelimemiz daha var. Onu da Araplara borçluyuz. Kökündeki “akala” fiili “dizginlemek, gem vurmak” anlamına geliyor. Arapça‘nın Sami kökenli kardeşi İbranice‘de “akal” kelimesi “burmak, kıvırmak, halka takmak” gibi anlamlara sahip. Bunların hepsi insana hayvanların evcilleştirilmesini ve haliyle tarımı düşündürmüyor mu?
Sanki zekamızla yayıldığımız dünyaya, aklımızla yerleşmişiz. Günümüzde de “yapay zeka” bizleri ele geçirecek diye ödümüz kopuyor ama en yeni “akıllı cihaz” için her şeye razıyız; yerimize düşünecek ya… Belki de rahata olan düşkünlüğümüzdendir zekilerden korkup akıllıları sevmemiz. 😳
* Zeka ve akılla ilgili olarak bkz: “Entelektüel” NerdenGeliyo?