“Hukuk” NerdenGeliyo?
“Hukuk” sert ve kesindir. Katiyen esnemez, yumuşamaz, her daim “hukuk” diye yazılır: “Hukuka aykırı / iş hukuku / hukuken / hukukî”…
“Hukuk” kelimesi gibi, hukuk kavramı da katîdir. Kimse için bükülmez, esnemez. Düzenlediği sistemi, toplumu dik tutan bel kemiği gibidir adeta.
Peki “hukuk”un içine baktığımızda ne görüyoruz? “Hak”ları. Zira Arapça “hukuk” kelimesi, “ḥaḳḳ” kelimesinin çoğulu oluyor.
“Hak” Arapçada o kadar önemli, o kadar geniş bir kavram ki… Öncelikle doğruyu ve gerçeği anlatıyor. Bu fikirden hareketle İslam’da “Hak”, Allah’ın isimlerinden biri olarak kullanılıyor.
Ayrıca “hak”, hukuk çerçevesinde düşündüğümüzde adalet kavramını, birine verilen yetkiyi, birine düşen payı veya emek karşılığı ücreti de anlatıyor.
“Hukuku eskiye dayanan” arkadaşlar vardır bir de, birbirlerinde hakları çoktur, birbirlerinin haklarını ödeyemezler.
Hakkın, hukukun tüm bu anlamlarının ardında “gerçek” ve “doğru” var. Yasaya, hakikate, daha önce uzun uzun bahsettiğimiz erdem kavramına uygun olmak var.
Bir de, Arapçada “kaf” yerine “kef” harfi ile yazılan ikinci bir “hak” daha var, “hakketmek” yani bir yüzeyi kazımak, oyarak bir şey yazmak anlamında kullanılan (bkz: hakkaklık)… Bir görüşe göre* “hukuk”taki “hak” ile “oymak” anlamındaki “hak” geçmişte, Aramice ve Süryanice dillerinde birleşiyor: Bir yere oyularak yazılan, kazınan kural; yasa, hak, hukuk oluyor.
“Hak” kavramının bir de hiçbir yere kazınmaksızın, insan ruhuna yazılanı var ki, onun için de vicdan maddemizi tıklamak en doğal hakkınızdır! 👨🏻⚖️
*Nişanyan Sözlük, “hak1” maddesi
**Sevgili okurlarımız @burcze ve @oldoldguitar’a teşekkürlerimizle.