“Cereyan” NerdenGeliyo?
“Cereyanda kalmak” diye, kültürümüze özgü bir kavram, bir endişe var biliyorsunuz. Buradaki “cereyan” kapalı alanda, pencere kapı baca arası hava akımını anlatıyor.
“Cereyan” aynı zamanda, en az onun kadar ilginç olan Yunanca kökenli #elektrik_ng kelimesinin nostaljik, Doğulu versiyonu. Bir de olaylar “cereyan” eder hani…
Tüm bu anlamların ardında Arapçada “aktı, koştu” anlamındaki “caraa” fiili var. “Cereyan” dediğimizde ya hava ya elektrik akıyor, ya da olaylar…
Aynı kökten gelen #macera_ng kelimesi akmakta olan olayları, “cari” kelimesi akışta yani geçerli olanı (bkz: Fr. kökenli “likidite” ve İng.”currency”) , “icra” kelimesi ise bir şeyi akıtmayı, yürütmeyi anlatıyor. Çoğulu “icraat” ise yürütülen işleri…
Sonra “mecra” kelimesi var. Bir şeyin akış yerini ifade ediyor; akarsu yatağını ya da TV, radyo gibi yayın akıtan kanalları…
Son olarak “cariye” kelimesi de “cereyan” ile aynı kökten. “Akış” fikriyle bağlantısına dair aklımıza iki olasılık geliyor: Cariyeler ya yabancı ülkelerden zorla getirildikleri ve bu topraklara sürüldükleri, akıtıldıkları için; ya da parayla satıldıkları yani “cari”, geçerli akçe sayıldıkları için bu ismi almış olsalar gerek. Al birini vur ötekine!
Ama “cari”, “icra”, “mecra”, “macera” ve “cariye” kelimelerinin aynı kavram etrafında “cereyan” etmesi sizce de acayip değil mi? 😳🏃🏻🌊⚡️💨
*Cereyan etmemizin sebebi sevgili okurumuz @tulinirde‘ye sevgilerimizle.