"Hikaye" NerdenGeliyo?

“Hikaye” NerdenGeliyo?

Birisi bol keseden atınca “hikaye anlatma” deriz. Doktorlar muayene öncesi hastanın “hikaye“sini dinler. Önemli bir şeyin “gerisi hikaye“dir. Birinin başından geçenler ilginçse, “çok güzel hikayeymiş” deriz.

Anı“, “geçmiş“, “tarihçe“, “öykü“, “palavra“, “yalan” veya “önemsiz detay” gibi birbirinden çok farklı anlamlarda kullandığımız “hikaye” kelimesinin önemini ne kadar abartsak az. Arapça‘da “anlattı, taklit etti” anlamına gelen “haka” kökünden gelen “hikaye“, “anlatı, anlatılan şey” anlamına geliyor.

Anlatma“nın içinde “anlamak” var. Birinin bir şeyi anlamasını sağlamak için o fikri hikayeleştirmek, türümüzün iletişim için başvurduğu en eski, belki de en etkili teknik: Yaradılışı anlatan mitlerden, kutsal kitaplardan tutun, matematik öğretmek için hazırlanan havuz problemine değin, her tarafımız hikaye.

Hayatı masallardan öğrenen çocuklardan aslında pek de farkımız yok. Hele ki hikayeyle gerçeği ayırt edemediğimiz şu meşhur “post-truth” (gerçek-sonrası) çağında. 😳