“Bağışlamak” NerdenGeliyo?
Bağışlayıcılık bir erdem. (bkz. “Erdem” NerdenGeliyo?) Birini “bağışladığımızda” tam olarak ne yapmış oluyoruz? Peki ya bir şeyi bir yere “bağışladığımızda”?
Kaşgarlı Mahmut “bagış” kelimesini eklemler, sazlık bitkilerin boğum yeri olarak tarif etmiş; bir nevi “bağ yeri”… Fakat “bagışladı” fiilini “hediye etti” olarak açıklamış. Tuhaf değil mi?
Pek çok kaynağımıza göre* “bağışlama” kelimesi “bağ” kökünden gelmiyor yani içinde “bağ-ış” yok. Orta Türkçe döneminde dilimize girmiş olan, Farsça “bahş” var. Yani “karşılıksız verilen şey, hibe, lûtuf, ihsan”… Bu durumda bir şeyi “bağış-lamak”, onu “bahş-etmek” oluyor.
“Affetmek” anlamındaki “bağışlamak” da yine karşılıksız verme fikrine bağlanıyor; hatırlarsanız benzer bir durumu Fransızca kökenli “Pardon” NerdenGeliyo? kelimesinde görmüştük.
Bugün bildiğimiz anlamıyla “bağış” ise Yeni Türkçe bir kelime ve “bağışlamak” fiilinden sökülerek elde edilmiş! Normalde tersinin olması ve “bağışlama”nın “bağış”tan türemesi beklenirdi… Fakat “bağışlama”nın Farsça “bahş”tan doğmuş olması, bu tersliği açıklıyor.
Aynı şekilde “bağışık” kelimesi de, bir hastalıktan muaf, ondan “bağışlanmış” olmayı anlatan, Yeni Türkçe bir kelime.
Özetle “bağışlamak”, göründüğü kadar basit olmayan ve hikayesi biraz karışık** bir kelime! 😉🙌🏻💸
*Nişanyan, Kubbealtı ve Ötüken sözlükleri, “bağışlamak” maddesi**Farsça “bahşiş” kelimesi de “bahş” ile bağlantılı. Osmanlıca karşılığı “bağşiş” hakkında Şemsettin Sami, hangisinin hangisinden geldiğini kestiremediğini belirtmiş. Eyuboğlu ise “bağış”ın Fa. “bahş”tan gelemeyeceğini savunuyor; ona göre “bağışlamak”, “birini kendine -bağ-lamak için ona bir şey vermek” fikrinden geliyor. Fakat bu anlamda eski bir “bağış” kelimesine rastlamadık (?).