“Ulan” NerdenGeliyo?
“Lan deme lan babam kızıyo lan“. Belki çocukken siz de bu cümle sayesinde tanışmışsınızdır paradoks kavramıyla. Sokak ağzında bulduğu her boşluğu dolduran argo kelimemiz “ulan“, ortam ve konunun ciddiyetine göre şekil değiştirir:
Mesela bizce içlerinde en sevimli ve şaka yollu olanı “ülen“. Tabii “üleyn“den sonra… “Len” onlardan bir tık daha zevzek ve tembel. “Lan” daha içgüdüsel ve yerine göre samimi ya da kaba iken, “ulan” doğrudan isyankar ve asabi. Bir de şapkasız “la” var. “Le le le Sakine” ya da “lo lo Mahsun”daki gibi iki harfli ulanlardan o da.
Bu devasa “ulan ailesi“nin tek kaynağı, Eski Türkçe “oğlan“. Biri “oğlan“ın tekine hırsla bağırırken çok ıkınınca kelime “ulan” diye çıkıverip, ünlem olarak kalmış belli ki.
“Oğlanın teki” diyoruz ama esasen “oğlan” 14. yy.’a kadar “oğul” kelimesinin çoğulunu, “oğullar“ı ifade etmiş.* Tıpkı Arapça “evlat“ın aslında birçok “velet“i anlatması gibi. İki kelime de bireyselliğe yenik düşmüş.
Ulan oğlandan, oğlan oğuldan gelmişse, “oğul” nereden gelmiş? “Yeter ulan” dememeniz için onu da başka güne saklayalım! 🤗
*”Oğul”a eklenen Eski Türkçe çoğul eki “-an” ile kurulan “oğulan”, “oğlan”a dönüşmüş. Benzer bir yapı için bkz: “er” ve çoğulu “eren”.
**Bize “açıklayın ulan” diyen sevgili okurumuz Melih İnce’ye teşekkürlerimizle! 🙂