“Macera” NerdenGeliyo?

Macera! Kelimenin kendisi bile sürükleyici… Önce “maa” sesi tatlı tatlı akarken, aniden karşımıza çıkan “ce!” ile ortalık karışıyor ve ardından “raa” ile nihayet rahata eriyoruz.

İnsanlık kadar eski mitlerden, günümüz Hollywood filmlerine değin en çok rastladığımız yapı bu: “Ma” bölümünde öncelikle kahramanımız ve ortamıyla tanışırız. Ortalık nispeten dingin ve barışçıldır. Fakat kahramanımız henüz genç, tecrübesiz ya da düpedüz eksiktir; gelişmesi, kemale ermesi şarttır.

İşte bu yüzden “CE!” bölümü hiç beklenmedik bir anda ortaya çıkıverir: Olağan durumu darmadağın edecek tatsız bir olay, dış dünyadan kopup gelen davetsiz misafirler ya da zorunlu bir yolculuk.

Yerinde kalsa da, başka diyarlara gitse de, kahramanımızın iç yolculuğu başlamıştır artık. Macera alevlenirken yanında mutlaka yardımcıları olacak, hazırlık sınavlarını onların desteğiyle verecektir. Ta ki, “CE!“nin sonunda çıkagelen “bölüm sonu canavarı“, yani en büyük korkusuyla yüzleşene dek. Hem de teke tek.

duel

Bir “20. yy destanı” sayılabilecek Yıldız Savaşları serisi, insanlık tarihindeki pek çok mitin incelenmesi sonucu oluşturulmuş bir eser.

Maceranın zirve noktası, “CE!” bölümünü “raa“ya bağlayan işte bu çözülme anıdır. Kahramanımız bu çarpışmada vücut bulan içsel canavarlarını tek başına alt ederse sonuç “epik“, edemezse “trajik” olur.

Raa” bölümüyle, başlangıçtaki “maa” bölümündeki denge yeniden kurulur ama büyük bir farkla: Artık kahramanımız bir bütündür. Kişisel savaşından galip, mağlup ve hatta ölü bile çıkmış olabilir. Önemli olan, onu bir kahraman kılan ibretlik hikayenin, nesillerden nesillere aktarılacak bir efsaneye dönüşmüş olmasıdır.

Tabii ki “ma“, “ce” ve “ra” heceleri, “giriş“, “gelişme” ve “sonuç” anlamına gelmiyor; bu sadece bir yakıştırma. “MaceraArapça‘da “hızla akmak, koşmak” fikrini veren “cara” fiilinden gelmiş, tıpkı “cereyan” gibi.

Tek bir kahraman veya bir ekibin etrafında “cereyan eden olaylar“dan oluşan “macera“, insanoğlunun da hep etrafında olmuş. Güneşin doğuşu, tepeye çıkıp batışı; bir meyvenin filizlenmesi, olgunlaşması ve çürüyüşü ya da bir insanın doğumu, büyümesi ve ölümü de, maceraların üçlü yapısını izlemiyor mu? 😉


* Bugünkü maddemizi sayesinde yazdığımız mitoloji ve din uzmanı Joseph Campbell’ı (1904 – 1987) saygıyla anıyoruz.