“Gıybet” NerdenGeliyo?

Bu kelime sizin zihninizde de artık Serdar Ortaç‘ın sesiyle çınlıyor mu? Böyle, burun kemiğinin arkasından tınlayan, gevrek bir “GIĞIYYbethhı” duyuyor musunuz?

"Gıybet"in popülerleşmesine katkı sağlayan Serdar Ortaç bir Lamborghini'ye binerken

Şarkısıyla “gıybet” kelimesinin popülerleşmesine katkı sağlayan pop şarkıcısı Serdar Ortaç.

İşte böyle bir şey gıybet. “Kayıp” birinin, yani o an mekanda olmayan birinin arkasından konuşmak. Onun “gıyabında“; yokluğunda konuşmak.

Arapça‘dan transferlerimiz “gıyap” ve “gıybet” kardeşlerden ilki, “kayıp olma, yokluk” durumunu, ikincisi de bu durumdaki biri hakkında konuşmayı ifade ediyor.

Gıybet“, TDK’nın önerdiği Türkçe karşılığı “dedikodu” kadar yüzeysel ve naif değil aslında. “Dedikodu” kelimesinde, içeriğinden anlaşılabileceği gibi bir “öyle demiş, şöyle koymuş” durumu, bir “kaynağı doğrulanamayan söylenti” özelliği var.

Gıybet” yapmak ise, muhatabının yüzüne söylenmemiş gerçeklere dayandığı için, daha ağır bir eylem. Hatta İslam dinince o kadar büyük bir günah ki, Kur’an’da “ölmüş kardeşin etini yemeye” benzetilmiş.*

Artık günlük yaşamda, iş yerlerinde “gıybet mi, ay dur bi’ çay koyup geliyorum!” şeklinde “dedikodu” kelimesi yerine kullanmaya başladığımız “gıybet“i, daha ciddi durumlar için saklamakta fayda var. 😉


Bize “gıybet” diyen sevgili okurumuz Yasemin Ağırdır ve şarkısıyla bize ilham veren Serdar Ortaç’a teşekkürlerimizle. Kendisinin gıybeti sadece nükteli bir örnek amaçlı yapılmış olup, hiçbir ciddiyet taşımamaktadır.