"Gezegen" NerdenGeliyo?

“Gezegen” NerdenGeliyo?

Merkür, Venüs, Dünya, Mars, Jüpiter, Satürn, Uranüs, Neptün, “Plü!..” diye kalakaldık Plüton gezegenlikten çıktı çıkalı.

Zira bugün bir gezegen olmak kolay değil. Öncelikle kendinizi yuvarlayacak kadar büyük bir kütleye sahip olmalısınız. Sonra yıldızımız Güneş‘teki patlamaların da sorumlusu olan “termonükleer füzyon“a sebep olmayacak kadar küçük olmanız lazım. Üstüne bir de Güneş etrafında diğer gezegenlerle aynı düzlemde ama sadece size ait bir yörüngede dönmeniz lazım.*

orbit

görsel: giphy.com

Şimdi bu şartları karşıladıysanız “gezegen” ismini hakettiniz demektir. Sahi, neden “gezegen“? Eski Türkçe‘de “dönmek, dolaşmak” anlamına gelen “gez” kökünden türeyen “gezegen” kelimesi “çok gezen” anlamına geliyor. Osmanlı‘daki ismi “seyyare“. O da Arapça “seyyah” ve “seyahat” ile aynı kökten gelen, “gezgin” anlamındaki bir kelime. Çoğu Batı dilinde de “planet” denmiş bizim gezegene: Eski Yunanca‘da “gezgin yıldız” anlamına gelen “aster planetes” tamlamasının yıldızı “aster” (bkz: star) kelimesini atıp, gezgin “planet“i tutmuşlar.

Modern gökbilim henüz ortaya çıkmamışken, atalarımız on binlerce yıl boyunca gökyüzünü izlemişler geceleri. Tabii ne lamba var, ne televizyon ne de internet: Her gece yıldızlara bak dur…

astroloji haritası

Kuşaktan kuşağa gökyüzünü izleyen atalarımız, gökyüzünün ve yeryüzünün döngülerini ilişkilendirerek, yıldız kümelerini doğada gördükleri canlılara, şekillere benzeterek “astroloji”yi var etmişler.

Göğe baka baka falcı kesilen atalarımız zamanla fark etmişler ki, gökkubbedeki tüm yıldız kümeleri belli bir ritimle ahenk içinde dönerken, 5 tane serseri kendi kafasına göre geziniyor. Adamcağızlar nereden bilsin bu beşlinin bizimle beraber Güneş etrafında döndüğünü… Merkür, Venüs, Mars, Jüpiter ve Satürn; yani çıplak gözle görülebilen bu “klasik gezegenler“, pek çok antik medeniyetin tanrılarında vücut bulmuş ve bugün kullandığımız isimlerini de Roma tanrılardan almış.**

“Teleskop”un icadı sonrası resmî olarak 1781‘de keşfedilen “Uranüs“, 1846‘da ona eklenen “Neptün” ve 1930‘da aramıza katılıp 2006‘da zengin kalkışı yapan “Plüton” da isimlerini geleneğe uygun olarak Antik Yunan ve Roma tanrılarından almışlar.

kopernik

“Gezegen”imizi borçlu olduğumuz Polonyalı Nikolas Kopernik ya da Nicolaus Kopernicus (1473 – 1543)

Bu geleneğe uymayan tek gezegen ise bizimkisi. Üstünde oturduğumuz için gezegen olduğunu anca 16. yüzyılda Nikolas Kopernik sayesinde anladığımız biricik “Dünya“mızın ismi ise, başka bir günün hikayesi olsun. 🌍


*Plüton temel olarak bu son kurala uymadığı, kendine has bir düzlemde Neptün’ün yörüngesine girip çıkarak döndüğü için, 2006 yılında gezegenlikten aforoz edildi. Artık o, Neptün’ün ötesindeki Kuipler Kuşağı’nda bulunan cüce gezegenlerden biri sayılıyor. Diğer yıldız sistemlerindeki gezegenlere ise “Güneş dışı gezegen” ya da “ötegezegen” deniyor.

**Antik kültürlerde Güneş ve Ay da bu klasik gezegenlerden sayılmış. Bugün pek çok Batı dilinde haftanın yedi gününün isimleri, bu yedi klasik gezegenin isimlerine tekabül ediyor: Satürn – Saturday (ing. cumartesi), Güneş – Sunday (ing. pazar), Ay – Monday (ing. pazartesi), Mars – Mardi (fr. salı), Mercredi – Merkür (fr. çarşamba), Jeudi – Jüpiter (fr. perşembe), Vendredi  – Venüs (fr. cuma) 

***Gezegenimizi arşınlayan “gezegen” dostlarımız Vankey ekibine  sevgilerimizle! 🚍