“Atom” NerdenGeliyo?

Bugün konumuz atomoloji: “Atom”un etimolojisi!

Yunanca “atomus”tan gelen bu minik kelimeyi parçalarına ayırdığımızda, ironik bir şekilde “parçalara ayrılamaz” anlamına geldiğini görüyoruz. “A-“ ön eki olumsuzluk bildirirken, “tom” fiili kesmeyi, bölmeyi anlatıyor (beyin loblarını kesmeyi anlatan “lobotomi”, kadavra kesmekten gelen “anatomi” ve daha nice cerrahi terimin kesici eki “tomi”). “A+tom” da “kesilemeyen, bölünemeyen” demek.

M.Ö. 400‘lü yıllarda Yunan düşünürü Demokritos, hocası Leukippos‘la geliştirmiş bu kavramı. Düşünüre göre etrafımızdaki her şey, bölünemeyen “atom”lardan meydana geliyor, bu tek tip yapı taşı farklı boy ve şekillere bürünerek bizi çevreleyen dünyayı var ediyordu. Henüz ortada kimya yokken, mikroskop yokken, adamlardaki vizyona bakar mısınız?

Demokritos’tan asırlar sonra, 1805’te “atom” kavramını modern bilim çerçevesinde tekrar canlandıran ise İngiliz kimyager John Dalton oldu. Her maddenin farklı atomdan oluştuğunu gözlemleyebildiğimiz günümüzde, atomlar laboratuvar ortamında bölünüp, tekrar birleştirilebiliyor. Biliminsanları “atomaltı” denen daha detaylı parçacıklar üzerinde çalışıyorlar. Fakat bu durum, Demokritos’un 2400 yıl önceki “atom” tanımına çok da uzak değil: Herhangi bir maddenin “bölünemez” en küçük parçası hala “atom”. Zira bölerseniz artık o madde, aynı madde olarak kalamıyor. ⚛️👩🏻‍🔬🔬