“Poyraz” NerdenGeliyo?

Bildiğiniz gibi dilimiz yaşadığımız topraklara Orta Asya’dan göçmüş. Yani dağın taşın, uçsuz bucaksız ovaların diyarından. Haliyle Eski Türkçede denize, denizciliğe dair pek bir kelime yok. “Deniz” bile “denk” olmaktan geliyor ve mantıken ilk olarak “göl”ü anlatmış (bkz. “Deniz” NerdenGeliyo?).

Eskimoların “kar” için onlarca kelimesi varken Arapların kar nedir bilmemesi gibi bir şey bu. Ama bu bir zayıflık olarak görülmemeli. Çünkü Eskimolar da “deve” nedir bilmezken, Arapların bu hayvan için beş bine yakın kelimesi mevcut (“İhtiras” NerdenGeliyo?). İşte tam olarak aynı sebepten, denize dair kelimelerimizin neredeyse tamamını; yani terimleri, deniz canlısı isimlerini Akdeniz’in kadim denizcileri Yunanlar ve İtalyanlardan almışız. “Poyraz” da bu kelimelerden. Sert kuzey / kuzeydoğu rüzgarını (bkz. “Kuzey” NerdenGeliyo?), anlatan bu kelimenin Yunanca orijinali “boreas”. İtalyancadaki kardeşi ise “bora”. “Alabora” dediğimizde de aslında İtalyanca “alla bora” yani “borada (devrilmiş, hasar görmüş)” demiş oluyoruz (çok sevdiğimiz bir diğer deniz kelimesi: #fırtına_ng). Türkçede “yağmur ve kar fırtınası”nı anlatan “boran” kelimesi ise, “poyraz” veya “bora”dan ziyade Farsçada “yağmur”u anlatan “baran” kelimesinden gelmiş. Kelimeler de hava durumu gibi sağımızdaki, solumuzdaki komşularımızdan esip durmuş özetle. 😉💨🌊