"Mesuliyet" NerdenGeliyo?

“Mesuliyet” NerdenGeliyo?

Mesuliyet” alır mıydınız? Buna hazır mısınız? Dilerseniz herhangi bir “mesuliyet“i kabul etmeden önce, bu kelime neyin nesi kimin fesiymiş bir bakalım:

Arapça‘dan gelen “mesuliyet” bize beraberinde bir sürü soru getirmiş, haberimiz yok. Zira “mesuliyet“in içinde “mesul“, “mesul“ün içinde de “sual” kelimesi var.

Buna çok benzer bir yapıyı, 17. yüzyılda tekrar canlanan Türkçe “sor” kökünden türemiş “soru” kelimesinin etrafında görüyoruz:  “Mesuliyet“in Yeni Türkçe karşılığı “sorumluluk” kelimesi, “mesul“ün karşılığı olan “sorumlu“dan, o da “sual“in Türkçesi “soru“dan geliyor.

soru
Peki o zaman “sorum” ne demek? Aslında “sorum“, “mesuliyet“in karşılığı olarak türetilen ilk kelime; “sorumluluk“un ta kendisi. Karışıklık da bu noktada başlıyor: Türkçe‘de fiillere eklenen “-m” eki özünde tek seferlik eylemleri, olayları anlatmaya yaramış: “bir sıkımlık can“, “tek atımlık mermi“, “ölüm“, “doğum” gibi. Fakat Cumhuriyet döneminde tekrar canlandırılan bu eki “anlam“, “iletişim” ve “sorum” gibi kelimelerde kullanarak “tek seferlik” ayrıntısını; “ortam“, “toplum” gibi isim veya sıfattan türemiş kelimelerde kullanarak da “eylem” ayrıntısını kaybetmişiz.

Yine de “sorum” kelimesi “sorumluluk“tan ziyade “soru sorma eylemi / anı” kavramını düşündürmüyor mu? Belki de bu yüzdendir “sorumluluk” gibi daha zahmetli bir kelimeyi benimsememiz.

Neticede adı ister “mesuliyet” olsun ister “sorumluluk“; ne kadar büyüğünü sırtlanırsak, o kadar zor “sual“lere, o kadar büyük “soru“lara hazır olmamız lazım. Öyle “mesuliyet bende“, “buraların sorumlusu benim” diye gerinip, soru gelince dansöz gibi kıvırtmakla olmuyor bu işler. Hani nerede sorulara yanıt, nerede suallere cevap? ❓❓❓