"Kınamak" NerdenGeliyo?

“Kınamak” NerdenGeliyo?

Şiddetle kınıyorum, şiddetle ıkınıyorum, yoktur başka yorum” diyordu gencecik yaşta yitirdiğimiz rahmetli Gökhan Semiz, 90’larda Türkiye’yi güldürürken dansettirmiş Grup Vitamin’in bir şarkısında.

Ikınma“yla en azından beyhudelik açısından benzerlik gösteren “kınama“nın, yapı olarak bu fiille alakası yok. Arapça kökenli “kına“yla da yok. Ama “bıçak veya kılıç kılıfı” anlamına gelen Türkçekın” kelimesiyle dolaylı da olsa, var.

Eski Türkçe bir fiil olan “kınama” kelimesi, “kesmek” anlamındaki “kıy” kökünden türemiş. İlk anlamı “bedensel ceza uygulamak, eziyet etmek” olan “kınama“yı, günümüzde daha çok “ayıplama” anlamında kullanıyoruz. “AyıpArapça‘da “kusur, hata” anlamına geldiğinden, “ayıplamak” birinin kusurunu, hatasını bildirmek demek oluyor.

Sonuçta bir suçu kınadığımızda, aslında suçun tekrarlanmaması için etkin ve adil bir önlem almış olmuyoruz. Suçu nezaketen tanımanın ötesine geçemeyen “kınama“nın içinde saklanan “ceza, eziyet” ise maalesef dönüp dolaşıp yine masumları buluyor.

Amaç sözle etki yaratmaksa; kınamalar, suçu harlayan nefret, lanet söylemleri yerine iyiyi yaymak daha etkili değil mi? Hoşgörüyü, barışı, “iyi” olanı öğretemedikten sonra “kötü“yü şiddetle kınasak ne yazar, ıkınsak ne yazar?  😣