"Keyfekeder" NerdenGeliyo?

“Keyfekeder” NerdenGeliyo?

Bugünkü kelimemiz de “keyfekeder” olsun dedik. Neden mi? Hiç… Öyle keyfekeder bir seçim. Keyfimizin kahyası mısınız, ne istersek onu yazarız, hayret bir şey…

YANLIŞ. Hepten yanlış. Bir kere üslup yanlış, okura öyle denir mi… Üstüne bir de “keyfekeder” lafının kullanımı yanlış.

Keyif” ve “keder“: Zaten bu kelimelerin anlamlarını düşününce insan, bu tabirde bir bit yeniği sezmiyor mu? Hadi “keyif” kısmını anladık, “keder“in konumuzla alakası ne? Neden “dilenildiği gibi“, “keyfe göre” derken işin içine “keder” sokuyoruz?

Çünkü bu garip tabirdeki “keyfe” aslında bizim bildiğimiz “keyif” kelimesinin -e hali değil, “kayfa” diye apayrı bir kelime. Arapça‘da “nasıl” anlamına gelen “kayfa“ya, yine aynı dilden aldığımız “keder” yani “sıkıntı“, “bunalma” eklenmiş.

Yani “keyfekeder” dediğimizde aslında “nasıl keder!“, “bu da sıkıntı mı!” gibi bir şey demiş oluyoruz. Aslında kelime “keyfe göre” yerine “önemsiz“, “dert etmeye değmez” anlamında kullanılmalı… idi.

Fakat biz “keyfekeder“i dilimize buyur edip, bunca zaman keyfimize göre kullanmışız bi kere. Şimdi bunun için keyfimizi kaçırmaya değer mi? Keyfekeder.