“Afaki” NerdenGeliyo?

Bugün “afaki” bir kelimeyle karşınızdayız. Yani “gereksiz”, “önemsiz”. Taşıdığı anlam için fazla şairane tınlamıyor mu “afaki”? O kadar da önemsiz değil sanki…

“Garbın afakını sarmışsa çelik zırhlı duvar” dizesini bildiniz mi? İşte o “afak” bizim “afaki”dekinin ta kendisi. Şair burada Batı’nın “ufuklar”ını kastetmiş. Arapça “ufuk” kelimesinin çoğulu olan “afak” ve “-i” eki sadece gereksizi, lüzumsuzu, hatta hayalîyi anlatmamış.

Aynı zamanda “objektif” anlamına gelmiş “afaki” sıfatı. Çünkü bizi çevreleyen dış dünyayı, görebildiğimiz tüm sınırlarıyla içermiş. Bizden olmayanı, etrafımızı saran her şeyi.

“Afaki”nin zıttı olan “enfüsi” de “sübjektif” demek, yani kendi bakış açımızdan görünen. O da “nefs” yani “benlik” kelimesinin çoğulundan geliyor ve “nefes” ile, “can” ile, “ruh” ile alakalı.

Kendimizi nefesle bağdaştırmışız, geriye kalan her şeyi ufuklarla. Sonra da biz olmayan, ufuklara dair olan “afaki”yi gereksiz, lüzumsuz görmüşüz… Mü acaba? 🤔🌎🌅